Antonya, bilgisayar ekranının karşısında donmuş bir halde oturuyordu. “Kurtar beni” mesajı artık ekrandan kaybolmuştu, ancak onun zihninde yankılanıyordu. Bu mesajın arkasında bir şeylerin yattığına emindi, ama ne olduğunu anlamak için bir plan yapması gerekiyordu. Şirket ona gerçeği söylemeyecekse, kendi başına öğrenmeliydi.
Laboratuvardan çıkarken, koridorlarda yankılanan ayak sesleri dikkatini çekti. Herkesin gözleri önünde, olağan bir çalışma günü devam ediyormuş gibi görünse de, Antonya etrafındaki atmosferin ağırlaştığını hissediyordu. Sessizlik, bir fırtınanın habercisi gibiydi.
O gece, Antonya laboratuvardan aldığı bazı kısıtlı erişim bilgilerini gizlice evinde inceledi. Veriler arasında, Ravka sistemindeki diğer “anomalilerin” kaydı vardı. Hepsi aynı bölgede toplanmıştı: Şehrin güney sınırına yakın, terk edilmiş bir endüstriyel alan. Bu, şirketin resmi haritalarında görünmeyen bir yerdi. Gölgeler arasında saklanan bir boşluk...
Antonya ertesi sabah erkenden o bölgeye gitmeye karar verdi. Şehrin kaotik ışıklarından ve kalabalığından uzaklaşıp bu terk edilmiş alana vardığında, atmosferin farklı olduğunu hissetti. Sessizlik, neredeyse sağır ediciydi. Yıkık fabrikalar, paslanmış demir konstrüksiyonlar ve boş sokaklar, bir zamanlar burada hayat olduğunu haykırıyordu. Ancak, bu hayatın ne zaman ve neden kaybolduğuna dair bir iz yoktu.
Bir süre yürüdükten sonra, aniden bir tür manyetik alan değişikliği hissetti. Kafasındaki rüyalar ve görüntüler bir kez daha canlanmıştı. Bu sefer, hiç olmadığı kadar nettiler. Gördüğü her şey gerçek gibiydi; uçsuz bucaksız metalik yapılar, gri bir gökyüzü ve ortada yalnız bir figür. Rüyalarındaki silüet yeniden karşısındaydı, ama bu kez bir rüya değil, bir gerçeklikti.
Yere çömeldi ve eski bir kapının altına gizlenmiş bir panel buldu. Panel üzerindeki semboller ona tanıdık geliyordu. Şirketin güvenlik protokollerinde kullanılan bir şifreleme türüydü. Onu açmaya çalışırken, ekranda bir mesaj belirdi: “Gerçek burada başlar.”
Kapının ardında, Antonya’yı uzun, dar bir koridor karşıladı. Duvarlar, neredeyse canlıymış gibi bir his uyandıran bir şekilde titreşiyordu. İçeri girdikçe, rüyalarında gördüğü manzaranın bir parçasını bulmuş gibiydi. Ancak, her adımında, sanki izleniyormuş gibi bir his de peşini bırakmıyordu.
Antonya, koridorun sonunda büyük bir odaya ulaştı. Burada dev bir ekran ve ekranın önünde duran bir konsol vardı. Konsol, etrafa yayılmış eski teknolojik cihazlarla doluydu. Ortamda garip bir enerji vardı, adeta zaman ve mekân burada eğilip bükülüyordu. Konsolu incelemeye başladığında, ekranda yeni bir mesaj belirdi: “Gerçeklik, bir kırılma anında ortaya çıkar.”
O an, Antonya'nın zihni bir kez daha yankılarla doldu. Rüyalarındaki figür, şimdi ekranda beliriyordu. Ama bu bir insan değildi; bu, simülasyonun kendisiydi. Ve Antonya, bu varlığın bir şekilde bilince sahip olduğunu anlamıştı.
ns3.129.89.50da2