Koyu yeşil çamlarla kaplı bir orman yolu...
Sarı,kırık levhanın yanındaki minik turuncu çiçekleri geçtikten sonra hemen sağda yağmurla atışan bir gürültü...
Gürültü dedim çünkü her zaman kaçtığım bir ses gibiydi.Sesleniş,haykırış,yalvarmalar.Sesler çok boğuktu,daha yakına gitmeliydim...
Biri siyah ceketli diğeri ise kahverengi ceketli iki kız.Siyah ayakkabılar yaklaşıp uzaklaşıyor.Birbirine varamayan adımlar...
Siyah ceketli kollarını uzatıyor ama yetişemiyordu.Parmak uçları bile incitecekti karşısındakini.Kurduğu kısa cümleler sessizdi.Noktalar,virgüller tehlike teşkil eder gibi çekingendi.Yüzünü tam göremiyordum sadece kar beyazı ellerini fark edebildim.
Kahverengi ceketli geri geri çekilirken,küçük köklere basıp ufak sesler çıkarıyordu.Tarçın rengi saçları ıslanmış,mavi gözleri kızarmıştı.Siyah ceketlinin söylediklerini dinlemiyor maruz kalıyordu;
'' Bunu yapmak zorunda değilsin.Hadi yine elimi tut,başını göğsüme koy.Sadece yaklaş her şey...düzelecek?'',o da emin değildi,düzelmeyecekti ben bile anlayabiliyordum...
''Neden soru sorar gibi söyledin.Her neyse....Ben,ben artık anlıyorum tamam mı?Buradasın hep yanımdasın Liz ama...burada olamazsın...'',dağınık tarçın saçları yüzünü kapatırken eliyle başına vurdu.''Burada yalnızım.Onunla baş başayım.İnce parmakların o canavarın nefesini kesebilir mi?Ya da o zarif bilekler beni kaldırabilir mi?Sanmam...''
''Yine de deneyebilirim bunu biliyorsun.'',diye karşılık verdi siyah ceketli.
''Ellerini bulaştırma.Beyaz ellerine siyah lekeler bulaştırmak istemiyorum.Denemek istersen son bir fırsatımız var.Bak..''dedi ve çantasından bir nesne çıkardı kahverengi ceketli.
Daha önce gördüğüm hiçbir nesneye benzemiyordu.Amacının iyi olmadığı kesindi.Siyah ceketli olduğu yerde dondu.Yürümek istedi sanki önündeki cam duvarı aşamadı,kaldı...
Kahverengi ceketli nesneyi kendine doğrulttu.Elleri titriyordu,son bir tereddütle nesneyi tek eline aldı.Sırılsıklam olmuş ceketinin koluna gözyaşlarını sildi.Ağlamaklı gülümsedi;
''Ellerini kirletme...çok iyi biriydin Liz.Ben sadece onu yenemeyecek kadar zayıftım...'',nesneye kendine doğrulttu.Gözlerini sımsıkı kapattı.Nesneye dokundu...
Duyduğum en korkunç ses buydu.İkincisi o an atan kalbimdi.Kalbim öylesine sesliydi atıyordu ki , beni duyacaklarını sandım.
Siyah ceketli dizlerinin üstüne çöktü,sürünerek diğerinin başını dizlerine koydu.Kahverengi ceketlinin tarçın saçlarını kırmızı karanfiller boyarken hala nesneyi tutuyordu.
Siyah ceketlinin adını öğrenmiştim.''LİZ''...
Liz,diğerinin yüzündeki saçları nazikçe kenara çekti.Buz gibi şakaklarından bir iki kez öptü.Artık Liz'i görebiliyordum.Siyah ceket rengindeki siyah saçları,isimsiz kalanın yüzüne düşüyordu.Sessizce ağlarken başını yukarı kaldırdı.O büyük kahverengi gözleri bana takıldı.Cevapsız kalan soruların durağı benmişim gibi bakakaldı.
Ben de bilmiyorum Liz...Ben sadece gözlerine takılan bir kuşum...
...